Nükhet Duru’dan tayt açıklaması: “Her şeyin bir adabı var”

Ünlü isim Nükhet Duru geçtiğimiz günlerde katıldığı bir davette bayanların tayt giymelerinden rahatsız olduğunu lisana getirmişti. Reaksiyon çeken kelamlarının akabinde katıldığı programda tayt ile ilgili tekrar açıklamada bulundu. Duru,

‘Sevda’, ‘Nadide’ üzere müziklerle herkesin gönlüne taht kuran usta sanatçı Nükhet Duru katıldığı bir aktiflikte yaptığı açıklamalarla reaksiyon çekti. Bayanların tayt giymelerinden rahatsız olduğunu da söz eden Duru, “Herkes sevdiğini, istediğini giyebilir ancak ne olur bu tayt olayına bir, ‘Dur!’ deyin artık. Hiç sevmiyorum. Tunikle giyilirse tamam lakin öbür türlü çorapla sokakta dolaşan bir sürü hanımefendi görüyoruz. Bu beğenilen bir manzara değil. Sevmiyorum, bu manada fikrimi saklayacak değilim. Görsellik devreye girince yurtdışından gelen modayı çok yanlış uyguluyor insanımız…” açıklamasını yapmıştı.

SOSYAL MEDYADAN LİNÇ YAĞDI!

Tayt çıkışını hazmedemeyen kısımlar tarafından toplumsal medyada linç ve tenkit yağmuruna tutuldu. Usta sanatkarın bu telaffuzlarını savunanlar da oldu. Kimi toplumsal medya kullanıcıları Duru’nun vaaz vermediğini yalnızca görüşlerini belirttiği ve taytın günah olduğunu savundu.

NÜKHET DURU’DAN BİR AÇIKLAMA DAHA GELDİ!

Ünlü komedyen Okan Bayülgen’in Uykusuzlar Kulübü programına katılan ünlü müzikçi Nükhet Duru tepki çeken tayt kelamlarıyla ilgili açıklamada bulundu. “Ben şuna şaşırdım, bu ne büyük toplumsal bir yaraymış bende o gün kazara parmak basmışım” Usta sanatçı bu diyerek kelamlarına bu biçimde devam etti.

“En sevmediğim kılık tayt. Zira benim bildiğim ölçülerde her şeyin bir adabı var. Bir ekip kılıkların yerleri ve vakitleri var. Sokağa çıktıkları vakit hiç şık görünmüyorlar. Zira altına tank üzere bir spor pabuç modası var. Bu nedir sanki diyorsun? Ben bunu beğenmek zorunda değilim. Nerede kaldı fikir özgürlüğü?” dedi.

UZMAN İSİMDEN DAYANAK GELMİŞTİ!

Ünlü isme bir takviye de uzmanlardan geldi. Türkiye’nin gündeminde büyük bir yankı uyandıran Duru’nun bu sözlerine Sosyolog ve Aile Danışmanı Betül Baykal Dinç’ten dayanak geldi. Ünlü sosyolog muhabirimiz Müge Çakmak’a görüşlerini şu formda belirtti.

“Sosyolojik manada, toplum olarak evet moda akımlarının çok son vakitlerde çılgınlaştığını, bizim kültürümüze, kıymetlerimize ya da geleneklerimize uygun olmayan moda akımlarının da ülkemizde, birinci öncelikle yurtdışında daha sonra da ülkemizde görüldüğünü hepimiz görüyoruz, izliyoruz. Bunların kültürümüze, gençlerimize, yeni gelen kuşağa, nesile makûs örnek olabileceğini düşünüyor muyuz? Sosyolojik açıdan baktığımızda evet, bir kadro ekstrem örnekler var. Ama sonuç olarak teknolojinin geliştiği artık bu yüzyılda artık bu değişimleri, gelişimleri hani en aza indirmemiz gerektiğini düşünüyorum, hem moda akımları konusunda ülkemizdeki yapılan çalışmalara bakıyorum, moda çalışmalarına işte defilelerine baktığımızda bir kültürel dayatmanın olduğu açık ve net görünüyor. Her şeyden evvel artık kanunlara gömülmek kıyafet sıkıntısıyla ilgili birkaç aslında pahadan, nitekim bahsetmek istiyorum ben. Evet işte etek, topuk, göğüs dekoltesi, boyu… Bireyin kendisi haricinde aslında hiç kimseyi ilgilendireceğini düşünmüyorum şahsım ismine. Lakin tabi ki yasal cürüm sonuna nazaran ekstrem örnekler haricinden bahsediyorum burada. İşte moda diye toplumun içinde çok saçma çocuğu, genci, aileyi etkileyebilecek örneklerin de kullanılmaması ve kullandırılmaması gerektiğini düşünenlerdenim açıkçası.”

Bu toplumun gidişatını tesirler ve Z jenerasyonundan bahsediyoruz çok teknolojinin içinde doğmuş bireyler, nasıl tesirler hocam bu nesli ve toplumumuzu?

Dinç: “Aslında ben z jenerasyonu terimine karşıyım. Yani hani bu karşıyım derken, ben bu tabiri pek kullanmıyorum hani kullanmak istemiyorum bu bizim genç kuşaklarımıza, pırıl pırıl gençlerimize bir tabiri yapıştırmak bana çok hakikat gelmiyor. Gerçi bunu hani çok güzeline giden ergenlerimiz de var, kuşak kızlarımız, erkeklerimiz de var lakin ben bu şahsım ismine hakikat bulmuyorum. Evet, çok uç örnekler görüyoruz gerek bu toplumsal medya sayfalarında, Youtube, tiktok işte birçok kanalda. Çok ekstrem sahiden bize uygun olmayan örneklerle de karşı karşıya kalıyoruz. O yüzden hani bir formda bunu nasıl engelleyebilirsiniz? Aile eğitimiyle yani ailenin klasik yapısının korunmasıyla zira çocuk sonuçta aileden aldığı terbiyeyle bir şeye gidiyor okul öncesi eğitim kurumuna aileden aldığı terbiye ile gidiyor ve orada yoğuruluyor. Tabi ki hani bu manada gençlerimize güzel örnek teşkil eden görselleri daha çok medyaya sunmamız gerektiğini düşünüyorum. Ekstrem örnekleri, yasadışı hata sayılabilecek örneklerin de açıkçası engellenmesi taraftarıyım toplumsal medyadan bilhassa de.”

Nükhet Duru biliyorsunuz ki bizim sanatkarımız, topluma mâl olmuş bir sanatkarımız. Pekala, bu telaffuzundan ötürü bu kadar linç edilmesi sizce nasıl? Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sevgili Nükhet Duru bizim çocukluğumuzdan beri var olan zevkle, severek dinlediğimiz bir sanatkarımız aslında. Bu açıklamayı ben durup dururken yaptığını düşünmüyorum. Sonuçta yıllarını Türkiye toplumunda geçirmiş, Türkiye’ye adamış kendisini, sanatçı kimliği ile de çok ön planda olmuş bir sanatkarımız.

“Bunu yani kendi şahsi görüşü olduğunu düşünüyorum. Genellemenin bunu herkese vurgu yapmanın her vakit dediğim üzere yanlış olduğunu düşünüyorum. Evet, kendi şahsi kanısı ile doğrudur, haklıdır. Benim şahsi fikrime nazaran, ben de katılıyorum aslında şahsi olarak tırnak içinde söylüyorum. Evet, ben şahsi fikrim olarak da buna katılıyorum. Bir bayanın, bir bayanın aslında sokakta kendini teşhir etmekten fazla daha kendine yakışanını giymesi gerektiğini düşünenlerdenim. Bu benim şahsi fikrim kendisine de hürmet duyuyorum. Yani kendi fikridir lakin genellemeyi hiçbir vakit insanları kıyafet üzerinden bilhassa de bayanları, bayan vücudu, bayan kıyafeti üzerinden genellemeyi hiç gerçek bulmuyorum. Biliyorsunuz Türkiye olarak biz bunun acısını çok yaşadık ve hala yaşıyoruz. İşte gencecik kızlarımızı türban üzerinden genelleyip işte bugün de farklı bir modül kıyafet üzerinden genellemeyi hiç gerçek bulmuyorum yani. Kişi sonuçta kendi neyi istiyorsa, kendi yakışanı, kendine neyi yakıştırıyorsa onu giyinebilir. Ancak dediğim üzere uç örnekler, ekstrem örnekler, toplumu tahrik edecek, toplumu bir biçimde kaosa sürükleyecek ve kutuplaştıracak formda giyilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Bu erkek için de aslında geçerli iki cins için de geçerli olduğunu düşünüyorum.”