Osteopeni (Düşük kemik yoğunluğu) nedir ve belirtileri nelerdir? Osteopeninin tedavisi var mıdır?

Düşük kemik kitlesi ya da düşük kemik yoğunluğu olan osteopeni rahatsızlığının ne olduğunu biliyor musunuz? Pekala osteopeni (Düşük kemik yoğunluğu) nedir ve belirtileri nelerdir? Osteopeni tedavisi var mıdır? Sizler için kalsiyum eksikliği sonucu çabucak hemen herkes de görülebilecek önemli bir hastalık olan osteopeni hakkında araştırma yaptık. Haberin ayrıntısında osteopeni hakkında merak edilenleri bulabilirsiniz.

 Anne karnına düştüğümüz andan itibaren bedenimiz gelişmek için çeşitli işlev ve evrelerden geçer. Kemikler organlar hasılı bedenin büsbütün gelişmesi için gerekli olan bu evreler doğumdan vefata kadar devam eder. Lakin her vakit tıpkı seyirde ilerlemez bu durum. Örneğin kemikler muhakkak bir yaştan sonra dıştan rastgele bir destek ile geliştirilmediğinde zayıflar, çabuk kırılır ve incinir.  Bu durum her yaş aralığında ortaya çıkan en ağır olabileceği vakit ise 25 yaş ve üstüdür. Bu yüzden daima vitamin destekleri spor ile kemikler güçlendirilmelidir. Aksi halde kemik beden yoğunluğu düşer. Kimi bireyler bunu zayıf olduğundan olduğunu düşündüğünden bir rahatsızlık algısı ile uzmana başvurmaz. Bu da osteopeni üzere hastalıklara yer hazırlar. Kemiklerin yoğunluğunun azaldığı duruma osteopeni denir. Kemik yoğunluğunun olağandan fazla düşük olması fizikî kimi meselelere neden olur. Beden hareketlerinde azalma, duruş bozukluğu ve zayıf bağışıklık üzere durumlar osteopeni hastalığında hem neden hem belirtiler ortasında yer alır. Fakat bu belirtiler başka  hastalıkların belirtileri ile birebir olduğundan hasta bu üzere durumlarda uzmana başvurması gecikir. Osteopenik kemik erimesinin başlangıcı olabilir. Erkeklere oranla bayanlar bu hastalığı daha çok yaşar. 

OSTEOPENİ HASTALIĞINA NEDEN OLAN DURUMLAR NELERDİR?

– Sıhhatsiz beslenen ve fizikî aktivitesi az olan kişilerde

– Kemik için gerekli olan kalsiyum ve D vitaminlerinin eksikliği

– Aşikâr bir yaştan sonra düşen kemik yoğunluğuna dayanak sağlamamak

– Erken menopoz olma

– Kafein ve nikotein içeren içecek ve yiyecek tüketiminin fazla olması

– Kimi ilaçların yan etkileri

– Mide asidinin fazla olması alınan kalsiyumun bedene kâfi dağılmaması

– Gereğinden fazla et tüketimi 

– Çay ve kahve üzere içecekleri şekerli ve gün içerisinde fazla tüketmek

– Kronik kemik hastalıkları genetik bozukluklar osteopeni hastalığına taban hazırlar.

OSTEOPENİ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Çok ağır belirti göstermez ve belirtilerinin çabucak hemen hepsi öteki hastalıkların belirtileri ile birebirdir. Kemik ağrıması, kemiklerin çabuk kırılması, yaşa nazaran kemik yoğunluğunun düşük çıkması, beden hareketlerinde ağrı ve eksiklik üzere durumlar belirtileri ortasında yer alır.

OSTEOPENİ  NASIL TEŞHİS EDİLİR? 

Öncelikle çok zayıf olan bireylerin yanı sıra kilolu olmasına karşın kemik ağrısı çeken herkesin kemik yoğunluğunu ölçtürmek için bir uzmana müracaatında yarar var. Uzman hekim kemik yoğunluğunu ölçtükten sonra düşüklüğün düzeyine nazaran tedavi uygular. Şayet düşüklük önemli boyutlarda ise bu kemik erimesi hastalığına geçildiğinin göstergesidir. 

OSTEOPENİNİN TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Osteopenin tedavi edilebilen bir hastalıktır. Lakin uzmanın önerdiği ilaçlar ve beslenme biçimi hakikat yapılmalıdır. Kimi ilaçlarla kemik yoğunluğu artırılırken buna ek hafif antrenmanlar yani fizikî tedavi uygulanır. Ayrıyeten kalsiyumun bedende dağılımın yanlışsız olması için de tetkikler yapan uzman bunları önleyen ilaçlarda önerir. Örneğin kalsiyumun emilimini kemiklere sağlamadan bedenden atan beden asidi ve mide asidinin oranı dengelenir. Ayrıca osteopenin önlemek için uzmanlar şu tavsiyelerde bulunur;

– Gün içerisinde kalsiyum oranını arttırmak için organik koyu yeşil sebzeler, pekmez, kuru meyveler üzere besinleri güne başlarken tüketilmelidir.

– 11:00 14:00 saatleri dışında güneş ışınlarında faydalanmak için bir saat dışarı çıkılmalıdır. Bu sayede bedenin D vitamini eksikliği giderilebilir.

– K vitamini kemiklerin olmazda olmazıdır. Brokoli ve erik kurusunda bol ölçüde bulunur.

– Badem, avakado, kabak çekirdeği, soya sütü, kaju, yoğurt ve fasulye tüketimi artırılmadır.