II. Abdülhamid Han hakkında ağza alınmayacak sözler! Toplumsal medya kullanıcıları çıldırdı

Eski Türk Tarih Kurumu Lideri Yusuf Halaçoğlu’nun Osmanlı Devri’nin en çok tartışılan padişahlarından II. Abdülhamid Han hakkında sarf ettiği temelsiz tezleri gündem oldu. Bunun üzerine günümüzün emniyetli tarihçisi İlber Ortaylı’nın Sultan II. Abdülhamid hakkındaki “Çok büyük bir hükümdardır, büyük bir devlet adamıdır” sözleri hatırlatılarak toplumsal medya üzerinden Halaçoğlu’na reaksiyon yağdı. İşte tüm detaylar

HABERE İLİŞKİN GÖRÜNTÜ İÇİN TIKLAYIN İZLE

2. Abdülhamid Han, Osmanlı İmparatorluğu’nun 34’üncü padişahı, 113’üncü İslam Halifesi ve çöküş sürecindeki devlette mutlak hakimiyet sağlayan son padişahtır. Tarihin en çok tartışılan padişahlarından olan II. Abdülhamid Han, yaptığı hizmetler ve kazandırdığı bedellerle günümüzde de anılıyor ve anlatılıyor. Sultan olduğu devirde Müslüman tebaasının yanısıra Gayrimüslimlere de göstermiş olduğu merhametiyle bilinen Sultan Abdülhamid, dizilere ve sinemalara de husus alınarak yeni devrin genç jenerasyonuna ecdad şuuru aşılanıyor. Lakin, ‘Cennet yer Ulu Hakan’ Sultan Abdülhamid Han’ın İslam dinine ve vatanına yaptığı hizmetler; sorumlu olduğu halkı için yaptığı fedakarlıklar, kimi muhalif kısımlar tarafından görmezden geliniyor. Merhamet hissinin yanında birebir vakitte sert bir tavra da sahip olan Sultan’ın azmi ve duruşu düşmanlarının kinini günümüze kadar taşıdı.

SOSYAL MEDYA AYAĞA KALKTI!

Eski Türk Tarih Kurumu Lideri Yusuf Halaçoğlu’nun II. Abdülhamid Han hakkında hakaret boyutuna ulaşan temelsiz argümanları Twitter’da gündem oluşturdu. Birçok toplumsal medya kullanıcısı da bunun üzerine Tarihçi ve Akademisyen İlber Ortaylı’nın Sultan hakkında söylediği kelamları hatırlatarak Halaçoğlu’na reaksiyon gösterdi.

Ortaylı, “Sultan II. Abdülhamid Han çok büyük bir hükümdardır. Büyük devlet adamıdır” demişti.

“PAŞALAR, BEYEFENDİLER, EFENDİLER”

V. Murad’ın tahttan indirilmesinden sonra 31 Ağustos 1876 Perşembe günü tahta çıkan II. Abdülhamid Han, vazifeye gelmesinin akabinde yaptığı bir kadro değişikliklerle devleti, içinde bulunduğu buhrandan kısa müddette çıkarmayı başardı. Böylece ordunun ve halkının gönlünü kazandı. Sarayda verdiği bir akşam yemeğinde Padişah, subaylarla yemek yerken burada “serasker paşa, paşalar, beyefendiler, efendiler” hitabıyla başlayan bir konuşma yaptı. Bütün hükümet üyeleriyle mâbeyin çalışanını Yıldız Sarayı’nda yemeğe davet etti. Ayrıyeten ulusal birliğe duyulan gereksinimi lisana getirdi.

Yeni padişahın bu tavrı, halk ve ordu mensupları ortasında saygınlık uyandırdı. Böylece Sultan, çöküş devrinde olan Devlet için bir huzur kaynağı haline geldi.

Devletin bağımsızlık ve toprak bütünlüğünü savunmayı hayati bir vazife edinmiş bu “Ulu Hakan”ın, periyodun tebaasına sunduğu hizmetlerin yanı sıra günümüz ve gelecek için attığı temeller de var.

Bir kesim Sultan hakkında bu gerçekleri kabul etmezken çabucak herkesin tarih bilgisine güvendiği Tarihçi ve Akademisyen İlber Ortaylı, II. Abdülhamid Han için şu sözleri kullanmıştı:

“Sultan II. Abdülhamid Han çok büyük bir hükümdardır. Büyük devlet adamıdır. Vaktinin devlet adamları ve hükümdarları içinde benim yaptığım mukayeselerde kendisine olimpiyat altın madalyasını veririm.”

II. ABDÜLHAMİD HAN KİMDİR?

Babası Abdülmecid, annesi Tîrimüjgân Kadınefendi’dir. 21 Eylül 1842 tarihinde dünyaya geldi. On bir yaşında annesini kaybettiği için, babasının buyruğuyla, hiç çocuğu olmayan Piristû Kadınefendi kendisine anne oldu. Özel hocalar tayin edilerek eğitildi. Gerdankıran Ömer Efendi’den Türkçe, Ali Mahvî Efendi’den Farsça, Ferid ve Şerif efendilerden Arapça ve öbür ilimleri, Vak‘anüvis Lutfi Efendi’den Osmanlı tarihi, Edhem ve Kemal paşalarla Gardet ismindeki bir Fransız’dan Fransızca, Guatelli ve Lombardi ismindeki iki İtalyan’dan mûsiki tahsil etti. Anne sevgisinden yoksun oluşu, babasının kendisine karşı soğuk davranması onu çocuk yaşından itibaren yalnızlığa mahkûm etti. Taht için uzak bir namzet oluşu hasebiyle saray muhiti de kendisine pek ilgi göstermemiştir. Saray halkı ve devlet büyükleri zeki, lakin fikir ve kanaatlerini asla dışa vurmayan Şehzade Abdülhamid’i pek sevmezdi. Bu yüzden herkesin uzak kaldığı bu akıllı şehzade, lakin Pertevniyal Kadın’ın yardımı ile Sultan Abdülaziz’e yaklaşabildi. Zekâsı ve politik kabiliyeti münasebetiyle amcası Abdülaziz, onun hür bir ortamda yetişmesine imkân verdi. Mısır ve Avrupa seyahatlerine onu da götürdü. Şehzadeliği epey hür geçen Abdülhamid, Maslak çiftliğinde toprak işleriyle meşgul oldu. Burada koyun besledi, üstübeç madenleri işletti, borsa faaliyetlerine katılarak para kazandı.

II. Abdülhamid, 31 Ağustos 1876 Perşembe günü tahta çıktı.